DENEYİM (Picasso’yu Demir Parmaklıkların Arkasına Koymamak!)
Müşterilerimle birlikte yürüttüğüm inovasyon projelerinde, fikir üretmenin işin kolay yönü olduğunu görüyorum.
İnsanlar gerekli düşünme teknikleri ile donatıldıklarında ve fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri ortamlara kavuşturulduklarında kolayca yaratıcı kişiliklere bürünebiliyorlar.
Kurumların para kazandıran fikirler geliştirebilmeleri için illa ki dahi yaratıcılara filan sahip olması gerekmiyor. Sıradan çalışanlar ve yöneticiler, müşterilerine ve işlerine biraz farklı baktıklarında yüzlerce çarpıcı iş fikrini ortaya koyabiliyorlar.
Asıl zorluk ortaya konan fikirlerin hayata geçirilmesinde yaşanıyor.
Bürokrasi, zamansızlık, bütçesizlik, zayıf yönetim desteği, yetkisizlik, departmanlar arası koordinasyonsuzluk, risk alamama ve hepsinden de önemlisi “yavaşlık” gibi meseleler inovasyon projelerinin önüne aşılamaz engeller olarak çıkıyor...
Büyük hayallerle başlanan pek çok proje, kurumların karmaşık koridorlarında kaybolup gidiyor... En parlak iş fikirleri bile uzayan süreçlerde gittikçe sönükleşiyor... Mücadeleden yorulan en yaratıcı zihinler bile en sonunda pes ediyor, oyundan çekiliyor...
Geçenlerde okuduğum bir araştırmanın sonuçları, Türkiye’deki inovasyon projelerinde karşılaştığım bu sorunlardan global iş dünyasının da muzdarip olduğunu gösteriyor.Boston Consulting Grup’un yaptığı bir global CEO anketi yenilikçiliğin düşmanlarını işte şöyle sıralıyor:
Geliştirme Süresinin Uzunluğu: %32
Koordinasyon Eksikliği: %28
Risk Almama: %26
Müşteriyi Tanımama: %25
Fikir Seçememe: %21
Yetersiz Ölçüm Araçları: %21
Fikir Eksikliği: %18
Pazarlama ve İletişim Hataları: %18
Gördüğünüz gibi fikir eksikliği sıralamada ancak 7. sırada geliyor.
Soru: Sizin kurumunuzda inovasyonların hayata geçirilmesinin önünde ne gibi engeller var ve daha da önemlisi bu engelleri ortadan kaldırmak konusunda nasıl bir plan hazırlıyorusunuz?
Perşembe, Mayıs 04, 2006
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Asıl sıkıntı pazarı takip edememe, bir fikir ve düşünce ortaya atınca bunun üzerinde olumlu fikirler üretip geliştirmek yerine önce gelişmemesine neden olacak sebepler sıralanıyor. küçük ve orta ölçekli sektörlerde firma yöneticileri ve sahipleri aynı kişiler olduğunda kendi fikrini pratiğe geçirmesi kolay olabiliyor. lakin yöneticilerle çalışıldığında durum böyle olmuyor. ortaya sürdüğünüz fikrin önce olmazları sonra olamama sebepleri sıralanarak hayata geçirilmeden sona erdiriliyor.
bir diğer sıkıntıda risk alamama, sonuçların belirsizliğine ve ölçeklenebilirliğin olmaması nedenlerine dayandırılarak ortaya atılan fikirlerin hayata geçirilmesini imkansız kılıyor.
birde hızlı büyümekten korkma olayı var ki bu en kötü olanı kendini büyümeye karşı koyup elindekilerle yetinip bunu büyütmeye çalışmamak ve büyüme karşısına da duvar örmek gibi davranışlar ortaya çıkartıyor.
Birde Türkiye'de fikirlere para veren ve ondan gelir eden bir sistem henüz yok, değişime ve gelişime ön ayak olabilecek ve böyle fikirler taşıyan birçok kimse bu yetersizlikler yüzünden kalıplarını kıramıyorlar.
Son olarakta risk faktörlerinin Türkiye'de çok fazla olmasından hemde parayı üretimden değilde paradan kazanma mantığından kaynaklanan bir büyü(ye)me eğrisi var.
sorunuza cevap verebilmişimdir umarım
murat tali
"Birde Türkiye'de fikirlere para veren ve ondan gelir eden bir sistem henüz yok"
Bu konuda çok haklısınız bende fikir satma konusunda bir çıkış yolu bulamayınca artık blogumda yayınlıyorum.
Yorum Gönder