
DENEYİM (Dizini Döven Tekstilciler)
Bu aralar hem tekstil, hem de hazır giyim sektörü pek bir karışık.
İhracatçısı, fasoncusu, markalısı, markasızı, kumaşçısı, hazır giyimcisi hepsi Ankara’nın yollarını aşındırmalardalar. Ve de hepsinin ortak mesajları ise şu minvallerde geziniyor. “Öldük, bittik, yandık, tükendik, aman devlet baba bize bir çare!..
Beklenen çare de malum: Faizler, kurlar, kdv’ler, işçilik giderleri gibi sevimsiz konulara devlet babanın şöyle bir el atması...
Mesele aklıma takılmış olacak ki, geçenlerde Türkiye’deki başka eğitim şirketleri yöneticilerinin de katıldığı bir toplantıda meslekdaşlarıma şöyle bir soru sordum: “Tekstil şirketlerine verdiğiniz eğitim hizmetlerinin toplam cironuz içerisindeki payı nedir?”
Herkes önce boş gözlerle birbirine baktı, sonra da hafızalarının derinliklerini yoklayan garip yüz ifadelerine büründü...
Tahmin edeceğiniz gibi cevaplar “Yüzde sıfır”lar civarında geziniyordu... Ender olarak alınan eğitimler de genellikle “Satış Becerileri” başlığı altında toplanabilir.
Yani tekstilciler elemanlarına neredeyse hiç eğitim yatırımı yapmıyorlar!..
O halde şimdiki sorum da tekstilci kardeşlerime: “Peki eğitimsiz elemanların yeni fikirler geliştirmesini nasıl sağlayacaksınız?.. Çin ve Hindistan belaları ile uğraşma için “innovasyon”a bu kadar muhtaçken elemanlarınızın düşünme kapasitelerine beş kuruş yapmazsanız bunu nasıl başaracaksınız?.. Zaten bir “eski ekonomi” sektörü olan tekstildeki kurtuluşu nereden bulacaksınız?..”
Kanımca tekstil firmalarının değerli yöneticilerinin ajandalarını şöyle bir yeniden düzenleyip elemanlarıyla birlikte “innovasyon” çalışmalarına, Ankara’ya yapılan ziyaretlerden daha fazla vakit harcamalarının çoktan vakti geldi de geçiyor...
Unutmayın, zaman zaman innovatif kaslarınızı geliştirme zamanı...